|
Yüce Yaratıcının Varlıklar Üzerine Attığı İmza: ALTIN ORAN
Dünyanın,
insanların, bitkilerin, ağaçların... , kısacası Kainat'ın yaratılışında
yaratıcının kullandığı orandır. Aynı zamanda insanlar da teknolojide ve hayatta
bu oranı kullanmaktadırlar. Kısaca biz altın orana "göz
nizamının oranı" diyebiliriz.
Çoğu zaman doğayı gözlediğimizde bu oranın varlığını görebiliriz.
Orta çağın en büyük matematikçilerinden biri olarak
kabul edilen Fibonacci İtalya'nın ünlü Pisa şehrinde kesin olarak bilinmemekle
birlikte 1170 yılında doğmuştur. Çocukluğu babasının çalıştığı Cezayir'de
geçmiştir. İlk matematik eğitimini Müslüman bilim adamlarından almış ve İslam
uygarlığının kitaplarını incelemiş ve üzerlerinde çalışmıştır.
1201 yılında "Liber Abacci" (cebir kitabı) adında bir matematik kitabı
yazmıştır. Arap rakamlarını ve bugün kullandığımız sayı sistemini Avrupa'ya
tanıtmıştır. Bu kitapta, ilkokulda öğrendiğimiz temel matematik (toplama, çarpma,
çıkartma ve bölme) kurallarını birçok örnek vererek anlatmıştır. Dönemi için
Avrupa’da bilinmemekle birlikte bu kadim bilgilerin matematikte bir sıçrayış
için başlatıcı etkiyi yapmış olduğunu ileri sürmek yanlış olmaz. Avrupa unutulan
bilgileri Fibonacci sayesinde yeniden hatırlamıştır…
Fibonacci Sayıları: 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610,
987, 1597, 2584,...
Fibonacci dizisinde bir sayıyı kendinden önceki sayıya böldüğünüzde birbirine
belirgin şekilde yakın sayılar çıkar. Serideki 13. sırada yer alan sayıdan (233)
itibaren bu sayı sabitlenir.
ALTIN ORAN
=
1,618
233 /
144
=
1,618
377 /
233
=
1,618
610 /
377
=
1,618
987 /
610
=
1,618
Altın
Oran (golden ratio, the golden ve divine proportion olarak da bilinen golden
section), Fibonacci sayılarına ait bir özelliktir. Sanatta, doğa da hatta
yaşayan organizmalar da bile görünen bu ilgi çekici oran çoğu kişi tarafından
yüce bir Yaratıcı'nın varlığının ispatı olarak görülür.
Fibonacci diziliminin genel olarak anlamı: ''Dizideki bir sayıyı kendinden
önceki sayıya böldüğünüzde birbirine çok yakın sayılar elde edersiniz. Hatta
serideki 13. sırada yer alan sayıdan (233) sonra bu sayı sabitlenir. İşte bu
sayı 'altın oran' olarak adlandırılır''
Bildiğimiz “p” Pi sayısı gibi belli bir sıradan sonra yani 13. sıradan sonra
sabitleşen Altın oran 1.61803398874989...’a eşittir. Yunan alfabesinden gelen
“F” PHi ile sembolize edilir.
Altın Oran'ın Görüldüğü ve Kullanıldığı Yerler :
DNA'da Altın Oran

Canlıların
tüm fiziksel özelliklerinin depolandığı molekül de altın orana dayandırılmış bir
formda yaratılmıştır. yaşam için program olan DNA molekülü altın orana
dayanmıştır. DNA düşey doğrultuda iç içe açılmış iki sarmaldan oluşur. Bu
sarmallarda her birinin bütün yuvarlağı içindeki uzunluk 34 angström genişliği
21 angström'dür. (1 angström; santimetrenin yüz milyonda biridir) 21 ve 34 art
arda gelen iki Fibonacci sayısıdır.
Kar Kristallerinde Altın Oran
Altın oran
kristal yapılarda da kendini gösterir. Bunların çoğu gözümüzle göremeyeceğimiz
kadar küçük yapıların içindedir. Ancak kar kristali üzerindeki altın oranı
gözlerinizle göre bilirsiniz. Kar kristalini oluşturan kısalı uzunlu
dallanmalarda, çeşitli uzantıların oranı hep altın oranı verir.(Emre Becer,
"Biçimsel Uyumun Matematiksel Kuralı Olarak, Altın Oran", Bilim ve Teknik
Dergisi, Ocak 1991, s.16.)
Uzayda Altın Oran
Evrende, yapısında altın oran barındıran birçok spiral
galaksi bulunur.
"... Allah, herşey için bir ölçü kılmıştır." (Talak Suresi, 3)
"... O'nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir." (Ra'd Suresi, 8)
YAPRAKLAR VE ALTIN ORAN
Çevremizdeki bitkilere,
ağaçlara baktığımızda dalların birçok yaprakla
kaplı olduğunu görürüz. Uzaktan baktığımızda,
dalların ve yaprakların gelişigüzel, dağınık bir
şekilde dizilmiş olduklarını düşünebiliriz.
Oysa, her ağaçta, hangi dalın nereden çıkacağı
ve yaprakların dal çevresinde dizilişleri, hatta
çiçeklerin simetrik şekilleri dahi belirli sabit
kurallar ve mucizevi ölçülerle belirlenmiştir.
Bitkiler ilk yaratıldıkları günden beri bu
matematik kurallarına harfi harfine uyarlar.
Yani hiçbir yaprak veya hiçbir çiçek tesadüfen
ortaya çıkmaz. Bir ağaçta kaç dal olacağı,
dalların nereden çıkacağı, bir dal üzerinde kaç
yaprak olacağı ve bu yaprakların hangi
düzenlemeyle yerleşeceği önceden bellidir.
Ayrıca her bitkinin kendine özgü dallanma ve
yaprak diziliş kuralları vardır. Bilim adamları
bitkileri sadece bu dizilişlerine göre
tanımlayıp sınıflandırabilmektedirler.
Olağanüstü olan ise, örneğin Çin'deki bir kavak
ağacı ile İngiltere'deki bir kavak ağacının aynı
ölçü ve kurallardan haberdar olmaları, aynı
oranları uygulamalarıdır. Her bitkiyi kendine
özgü matematiksel hesaplarla en estetik şekilde
yaratan, tesadüfler olamaz elbette. Tüm bu
estetiğin ve kusursuz hesaplamalarla yapılan
tasarımın yaratıcısı sonsuz ilim sahibi olan
Allah'tır. Kuran'da da bildirildiği gibi;
Göklerin ve yerin mülkü
O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde
ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen
vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.
(Furkan Suresi, 2)
Mikro Dünyada Altın Oran

Adeno virüs altın orana sahip geometrik yüzeylere sahiptir.
|
Geometrik şekiller sadece üçgen, kare veya
beşgen, altıgen ile kısıtlı değildir. Bu saydığımız şekiller değişik şekillerde
de biraraya gelerek yeni üç boyutlu geometrik şekiller oluşturabilirler. Bu
konuda ilk olarak küp ve piramit örnek olarak verilebilir. Ancak bunların
dışında, günlük hayatta hiç karşılaşmadığımız hatta ismini dahi ilk defa
duyduğumuz tetrahedron (düzgün dört yüzlü), oktahedron, dodekahedron ve
ikosahedron gibi üç boyutlu şekillerde vardır. Dodekahadron 13 tane beşgenden,
ikosahedron ise 20 adet üçgenden oluşur. Bilim adamları bu şekilleri
matematiksel olarak birbirine dönüşebileceğini ve bu dönüşümün altın orana bağlı
oranlarla gerçekleştiğini bulmuşlardır.
Miroorganizmalarda altın oran barındıran üç boyutlu formlar oldukça yaygındır.
Birçok virüs ikosahedron yapısında bir biçime sahiptir. Bunların en ünlüsü Adeno
virüsüdür. Adeno virüsünün protein kılıfı, 252 adet protein alt biriminin
düzenli bir biçimde dizilmesi ile oluşur. İkosahedronun köşelerinde yer alan 12
alt birim ise beşgen prizmalar biçimdedir. Bu köşelerden diken benzeri yapılar
uzanır.
Virüslerin altın oranları bünyesinde barındıran formlarda olduğunu tespit eden
ilk kişi 1950'li yıllarda Londra'daki Birkbeck Koleji'nden A. Klug ile D.
Caspar'dır.(J. H. Mogle, et al., "The Stucture and Function of Viruses", Edward
Arnold, London, 1978.) Üzerinde ilk tespit yapılan virüs ise Polyo virüsüdür.
Rhino 14 virüsü de Polyo virüsü ile aynı formu gösterir.
PHI,
kendini tekrarlayan bir özelliğe de sahiptir. Altın Orana sahip her şekil, Altın
Oranı kendi içinde sonsuz sayıda tekrarlayabilir. Aşağıdaki şekilde, her
beşgenin içinde meydana gelen pentagramı ve
her pentagramın oluşturduğu beşgeni ve bunun makro kozmik ve mikro kozmik
sonsuza kadar Altın Oranı tekrarlayarak devam ettiğini görebiliriz.

İNSAN
VÜCUDUNDA ALTIN ORAN
İnsan gözünün ALTIN ORAN a bu kadar yakın olmasının, estetik açıdan sürekli
olarak ALTIN ORAN a uygun şekil ve yapıları tercih etmesinin bir nedenini,
yaşadığı çevre olan doğada hemen her an ALTIN ORAN la karşı karşıya olmasının
yanı sıra, kendi vücudunun hemen her noktasında ALTIN ORAN a sahip olmasında
arayabiliriz. Aşağıda oranlarda insanında ne kadar ALTIN ORAN örneği olduğunu
göreceksiniz:
Boy/Bacak boyu
Beden boyu/kol altı beden boyu
Tam kol boyu(Boyun-Parmak ucu)/Dirsek - Boğaz
Parmak ucu - omuz/Parmak ucu - Dirsek
Göbek - Omuz/Göbek - Bel
İNSAN YÜZÜNDE
ALTIN ORAN
İdeal ölçülere sahip bir insan yüzünde de sayısız ALTIN ORAN örnekleri görmek
mümkündür:
Yüz yüksekliği/Yüz genişliği
Tepe - Göz yüksekliği/Saç Dibi - Göz Yüksekliği
Göz - çene arası/Burun - çene arası
Alın genişliği/Burun boynu
Göz - Ağız/Burun boyu
Burun altı - çene/Ağız - Çene
Yüz genişliği/Gözbebekleri arası
Gözbebekleri arası/Ağız genişliği
Ağız genişliği/Burun Genişliği



1) Ayçiçeği: Ayçiçeği'nin merkezinden dışarıya doğru sağdan
sola ve soldan sağa doğru tane sayılarının birbrine oranı altın oranı verir.

2) Papatya Çiçeği: Papatya Çiçeğinde de ayçiçeğinde olduğu gibi bir altın oran
mevcuttur.
3) İnsan Kafası: Bildiğiniz gibi her insanın kafasında bir ya da birden fazla
saçların çıktığı düğüm noktası denilen bir nokta vardır. İşte bu noktadan çıkan
saçlar doğrusal yani dik değil, bir spiral, bir eğri yaparak çıkmaktadır. İşte
bu spiralin ya da eğrinin tanjantı yani eğrilik açısı bize altın oranı
verecektir.
4) İnsan Vücudu: İnsan Vücudunda Altın Oran'ın nerelerde görüldüğüne bakalım:
a) Kollar: İnsan vücudunun bir parçası olan kolları dirsek iki bölüme
ayırır(Büyük(üst) bölüm ve küçük(alt) bölüm olarak). Kolumuzun üst bölü- münün
alt bölüme oranı altın oranı verceği gibi, kolumuzun tamamının üst bölüme oranı
yine altın oranı verir.
b) Parmaklar: Ellerimizdeki parmaklarla altın oranın ne alakası var
diyebilirsiniz. İşte size alaka... Parmaklarınızın üst boğumunun alt boğuma
oranı altın oranı vereceği gibi, parmağınızın tamamının üst boğuma oranı yine
altın oranı verir.
5) Tavşan: İnsan kafasında olduğu gibi tavşanda da aynı özellik vardır.
6) Mısır Piramitleri: İşte size Altın Oran'ın en eski örneklerinden biri...
Şimdi ne alaka Altın Oran ve Milattan Önce yapılan Mısır Piramitleri? Alaka şu;
Her bir piramitin tabanının yüksekliğine oranı evet yine altın oranı veriyor.
7) Leonardo da Vinci: Bilindiği gibi Leonardo da Vinci Rönesans devri ünlü
ressamlarındandır. Şimdi bu ünlü ressamın çizmiş oolduğu tabloları inceleyelim.
a) Mona Lisa: Bu tablonun boyunun enine oranı altın oranı verir.
b) Aziz Jerome: Yine tablonun boyunun enine oranı bize altın oranı verir.
8) Picasso: Picasso da Leonardo da Vinci gibi ünlü bir ressamdır. Ve
resimlerinde bu oranı kullanmıştır.
9) Çam Kozalağı: Çam kozalağındaki taneler kozalağın altındaki sabit bir
noktadan kozalağın tepesindeki başka bir sabit noktaya doğru spiraller (eğriler)
oluşturarak çıkarlar. İşte bu eğrinin eğrilik açısı altın orandır.
10) Deniz Kabuğu: Denize çoğumuz gitmişizdir. Deniz kabuklarına dikkat edenimiz,
belki de kolleksiyon yapanımız vardır. İşte deniz kabuğunun yapısı
incelendiğinde bir eğrilik tespit edilmiş ve bu eğriliğin tanjantının altın oran
olduğu görülmüştür.
11) Tütün Bitkisi: Tütün Bitkisinin yapraklarının dizilişinde bir eğrilik söz
konusudur. Bu eğriliğin tanjantı altın orandır.
12) Eğrelti Otu: Tütün Bitkisindeki aynı özellik Eğrelti Otu'nda da vardır.
13) Elektrik Devresi: Ya demek ki Altın Oran sadece Matematik ve kainatta değil,
Fizik'te de kullanılıyormuş. Nasıl mı? Şöyle... Verilen n tane dirençten maximum
verim elde etmek için bir paralel bağlama yapılması gerekir. Bu durumda Eşdeğer
Direnç, yani Reş= yani altın oran olur.
14) Salyangoz: Salyangozun Kabuğu bir
düzleme aktarılırsa, bu düzlem bir dikdörtgen oluşturur (-ki biz bu dikdörtgene
altın dikdörtgen diyoruz.-) İşte bu dikdörtgenin boyunun enine oranı yine altın
oranı verir.

15) OTOMOTİV SANAYİ: İlk önce ben size bir soru yönelteyim.
Estetik bakımından bir Murat 131 mi daha çok ilginizi çeker yoksa bir Mazda ya
da Toyota mı? Tabi ki Mazda ya da Toyota demişsinizdir. Peki bunun nedenini hiç
düşündünüz mü? Ben size söyleyeyim. Şimdi Murat 131'e bakıyorsunuz, baktıkça
içiniz kararıyor, yine bakıyorsunuz yine kararıyor. En sonunda ya kardeşim bu ne
biçim araba diyorsunuz. Ama gidip bir Mazda ya da Toyota'ya bakıyorsunuz.
Baktıkça içiniz rahatlıyor, yine bakıyorsunuz ferahlıyorsunuz. Çünkü o kadar
güzel bir estetik var ki. İşte bu estetiği eğim sağlıyor. Mesela Murat 131'in
önü, arkası, kapısı her yeri düz (Mübarek kibrit kutusu) Ama Mazda ya da
Toyota'nın kapısında özellikle ön ve arka tamponunda bir eğim var. İşte bu
eğimin eğrilik açısı araştırılmış ve bunun altın oran olduğu görülmüştür. Bundan
dolayı Çin, Amerika, Japon Otomotiv Sanayi Dünya'da ilk üçü oluştururken;
Türkiye maalesef ve maalesef 30-40-50. sıralarda yer almakta. İnşallah bir gün
bunu biz de akıl ederiz...
16) MİMAR SİNAN: Mimar Sinan'ın da bir çok eserinde bu altın
oran görülmektedir. Mesela Süleymaniye ve Selimiye Camileri'nin minarelerinde bu
oran görülmektedir.
Kaynaklar: Matematikcifatih , Wikipedia,
Harun Yahya
Celal ÖNGÜN Teknoloji Ve
Tasarım Öğretmeni
|
|